Roman, savaşın yıktığı Suriye’den İstanbul’un karanlık arka sokaklarına uzanan bir hikâyede, geçmişini arayan genç bir kızın hem aile bağlarını hem de kendi kimliğini bulma mücadelesini anlatıyor. Çocukluk travmaları, kayıp aile fertleri, yurt yılları, uyuşturucu ve suç ağları, “derin” bağlantıları olan karanlık figürler ve saklı gerçeklerle örülü bir yolculuk…

Kahraman, hem savaşın gölgesinden hem de İstanbul’daki suç düzeninden geçerek, ailesine ve kendi hakikatine ulaşmaya çalışıyor. Hikâye; acı, ihanet, dayanışma ve yeniden doğuş temaları etrafında ilerleyen dramatik bir yol ve kimlik arayışı.

Yalnızca bir kabuktan ibaret olan ruhun, yeniden doğuş hikâyesi… Terk edilmiş bir hayatın enkazında, geride kalan yalnızca hatıralar ve tanıdık bir boşluktu. O, kayıp bir kimliğin peşinde, yaralı ruhunun en derin noktalarına doğru bir yolculuğa çıktı. Ama bazen bir kelebek olmak için, önce bir kozanın karalığında yok olmak gerekirdi. Pupa, bittiğini sandığınız bir hayatın aslında yeniden başladığı yerdi.

PUPA, bir kızın sadece ailesini değil, kendini, kimliğini ve insanlığını arayışını anlatan sarsıcı bir roman. Hikâye 2011’den 2030’a uzanıyor ve Şam’ın savaşla parçalanmış sokaklarından, Mardin’in taş duvarlarına, İstanbul’un karmaşasına kadar yankılanıyor. Her şehir Mucize’nin ruhunda derin izler bırakıyor; her durak onu geçmişin gölgeleri ve geleceğin umutlarıyla yüzleştiriyor. Dera’daki savaşın acıları, Sedneya hapishanesindeki çığlıklar ve mültecilerin dikenli yolları onun yolculuğunu şekillendiriyor. İç savaşın yarattığı kaos, Derin devlet, mafyanın karanlık yüzü, İhanet, ayrılık acısı, aşk ve yeniden doğuş bu hikâyede iç içe geçiyor. PUPA, sadece bir hayatın değil, unutulmuşların sesi ve yeniden doğmak isteyenlerin direniş romanıdır.