“İmparatorluk Denizinde Casusların Savaşı” 1533 kışı.Sultanın Adamları, Miratül Ayn kalyonu ile İskenderiye’den yola çıkmıştır. Gemilerin kızaklara çekildiği bu mevsimde tek başına Akdeniz’e açılan sefineyi zorlu bir yolculuk bekler. Karşılarındaki karanlık düşmana karşı Hızır Reis’in himayesinde Cebelitarık’a ulaşmak için azılı korsanlarla köşe kapmaca oynarlar. Dionysos’un sarmaşıkları Bahr-i Sefid’de yelken açanları korkuya boğarken, Akdeniz fırtınası Provezza, çığlıklarıyla akılları baştan alacak, Messina boğazının mitolojik canavarları Kharybdis ile Skylla’nın ruhu garp ocağından yola çıkan Arap komandoların bedenlerinde yeniden canlanacaktır.Kardinal Giovanni, Avrupa’daki kralların dahi uykusunu kaçıran, Kardeşlik Örgütü’ne hizmet eden yönetici ve amirlerin ifşa edildiği yirmi bir mektubu zihin kiralayıcısı Cizvitlerle dünyanın dört bir tarafına ulaştırır. Diğer yanda Kardeşlik Örgütü simyacı Balahor’un Tanrı-Kral idealini hayata geçirmek için Rönesans döneminin mimarı Michelangelo Buonarroti’yi görevlendirir. Tanrının evinde şeytanı diriltmek için bilimin ve sanatın en nadide ayrıntılarını kullanacaklardır.Miratül Ayn’ın kaptanı Mortal Paşa, Piri Reis’in haritasıyla okyanusun yolunu tutarken Barbaros’un rüzgar defteriyle peşine düşen korsanlardan kaçmaya çalışacaktır. Ancak peşinde çok daha tehlikeli eski bir düşman vardır. Kaptan Hugo seçkin şövalyeleriyle birlikte kimsenin cesaret edemediği mevsimde intikam hissiyle denize açılır. Mortal Paşa geçmişiyle yüzleşmeden önce sabır testine tabi tutulacaktır. Kaderlerine giden bu yolda Sultanın Adamları’nın sığınacakları tek liman cesaretleri ve inançları olacaktır. Dirilişten önceki son çarpışma için her iki tarafın geçmesi gereken tehlikeli bir yol vardır. Derviş Nizam bu yolun adını Akdeniz Cehennemi koyar.

1986 yılında Eskişehir’de doğdu. İlköğretim çağında başlayan okuma merakıyla aklında kurguladığı hikâyeleri yazmaya girişti. Öğrencilik yıllarından itibaren teknolojiye, bilime, edebiyata, sanata, tarihe ve sinemaya ilgi duydu. Osmangazi Üniversitesi’nde sınıf öğretmenliği okudu. Eğitim fakültesini bitirdikten sonra kadrolu olarak öğretmenliğe atandı. Van, Bayburt, Erzurum, Trabzon gibi şehirlerde bulundu. Öğretmenlik yaptığı şehirlerde gözlemler yaptı;unutulmuş insanları, gariplikleri, dostlukları ve mucizevi hikâyeleri dinledi.
Manevi ilimlerle harmanlanan eğitim hayatının sonunda birikimlerini paylaşmaya karar verip ilk romanı olan Mars Sonun Başlangıcı isimli eseri kaleme aldı. Geleceği yazmak için geçmişe dönmenin elzem olduğunu savunan yazar, tarihin derinliklerine sızmayı ve okuyucularını iğne deliğinden geçirip unutulmaz bir yolculuğa çıkartmayı dert edindi. Hayatta her şeyin birbiri ile bağlantılı olduğunu, çoğu zaman adlandıramadığımız bir harmoniyle bir araya geldiğini okuyucusuna aktarırken kurgusal düzenin kaidelerini zorlamayı görev bildi. Bir yandan hikâyelerini yazmaya devam eden yazar, halen görev aldığı okulda öğrencilerini geleceğe hazırlamakta, eğitim hayatını da Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tarih bölümünde sürdürmektedir.