HEYECAN DOLU SIRA DIŞI BİR MACERAYA HAZIR OLUN!
Alışıldık dışı biri kuralları bozarsa, herkes onu sorgulamaya başlar…
Fantastik mükemmelliğiyle nesillerdir kendi içinde yaşayan Fener Adası’nda bambaşka şeyler olmaya başlıyor.
Yasaklar yıkılıyor. Cesur kalpler bir adım öne çıkıyor.
Sisin ardında gerçekten bir dünya var mı?
Tüm bu bildikleri gerçeklik, yasaklanan haritalar ve denizcilik onları susturmak için mi? Yoksa söylendiği gibi Fener Adası dünyada kalan tek yer mi?
Adalı olmak nedir biliyor musunuz?
Şimdi tam da bunu öğrenmek üzeresiniz;
içinden çıkması imkânsız bu sislere dalmaya hazırsanız tabii...

90’ların hayalci dünyasında, herkes sınavlara hazırlanırken ben defter defter öyküler yazarak zaman geçirirdim. Lise son sınıfın "hikâye yazan kızı" olmak kolay değildi ama bunun bir sebebi vardı: Gerçek dünyanın kurallarına mahkûm olmadığımız alternatif evrenler yazabileceğimi fark etmiştim.
Kelimelerle kurduğum bu renkli dünyalar, zamanla hem bir kaçış hem de bir direniş alanına dönüştü. En büyük ilham kaynağım, kalemine hayran olduğum babamın desteğiydi. Onu kaybettiğimde, hikâyelerime sızan karanlık gölgeler oldu; ama zamanla fark ettim ki, karanlık gardiyanlar da bizi biz yapan gerçeklerin bir parçası. Işık kadar gölge de yolumuzu çizer; karanlık olmadan cesaretin, kayıpsız bir yolculukta sadakatin anlamı eksik kalır.
Yazdıklarımda hep aradığım şey, cesaretin, adaletin, sadakatin ve kendine güvenin izlerini taşıyan hikâyeler anlatmak oldu. Çünkü ben, kurduğum evrenlerde her zaman bir ışığın, bir doğruyu savunmanın ve kendi yolunu seçmenin mümkün olduğuna inandım—ama ışığın kıymetini anlamak için gölgelerin içinden geçmek gerektiğini de öğrendim. Karanlık, sadece korkulacak bir şey değil; bazen en derin cesaret, en sadık bağlar ve en büyük dönüşümler tam da orada saklıdır.
Bu dünyadan yorulduğunda, başka bir gerçeklik seni bekliyor olabilir.
Işığın az olduğu sokaklarda bile, doğru gölgelerle, yönünü bulabileceğin bir pusula arıyorsan—belki de onu çoktan yazdım.