Yanmak ancak tek bir ateşle mümkün. Peki, yanmak mıdır çare yoksa yana yakıla aramak mı? Dile gelen tüm sözler art arda sıralandığında, üç harfin yan yana gelip de anlatabildiğini anlatır mı? Üç nokta yan yana geldiğinde fark edilir sonsuzluk deryasının taze serinliği. Anlaşılır ki O’nu anlatmaya dil çaresiz…
Onu anlatmaya dil çaresiz…
Üç nokta gibi gelir üç harf yan yana ve anlatır sonsuzluğu, sonsuz nuru. Tek bir şart arar. Nasıl ki sonsuzluğu anlatan üç noktanın kudreti suskunluğundan gelir, öyledir işte; sonsuzluğu anlatacak yegâne kelam dile değmeden dolaşır gönülleri. Kelam, dilden geçip yüreğe taşındığında söz bir olur, görülen bir, ateş bir…
Bi-lâl ve Lâl… Yana yakıla arayışlardan geçip yanmak derdine düşen iki yaren…
“Önce aşk yaratıldı, sonra her şey aşkla yaratıldı.” diyen Sebahattin Ceylaner, “Aşk-ı Lâl” adlı kitabında okuyucusunu içinde İstanbul, maneviyat ve sırlar saklı olan gizemli bir aşk öyküsünü tüm hüznüyle yaşatıyor.
Sabahattin Ceylaner
1983 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve ortaöğretimini İstanbul’da tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesini bitirdi. Özel kurum ve kuruluşlarda öğretmenlik yapan yazar, 2010 yılında ilk kitabını “Su” adıyla polisiye roman türünde yayımladı. Aynı yıl hayatını eşiyle birleştirdi. 2011 yılında mutlu evliliğinin meyvesi olan şirin yavrusu İdil Zülal dünyaya geldi. Hâlen çok sevdiği öğretmenlik mesleğini yapmaya devam eden yazar; boş zamanlarını ailesi, sevdikleri ve kitaplarla geçirmekte, hayata yeni bakışlar getirmek adına çalışmalar yapmaktadır.
Kategori: Edebiyat Yazar: Sabahattin Ceylaner Sayfa Sayısı: 216
Yorum Yapabilmek için Facebook girişi yapmanız gerekmektedir.Facebook ile Bağlan